Bağımsızlığın 21 yılında vatanımızda saçma sapan tiyatro oyunu sahnesinin çirkin boyalarına benzeyen durum ortaya çıktı: Anayasa maskara konusu oldu, devlet kanunlar iptal edilen merkeze donuştu. Rüşvet ekonomiyi bütün sahasını deldi, fakırlıktan insanlarının kaburgası görünmeye başladı, milyonlarca insanlarımız ekmek derdinde yurt dışına kölelik yapmakta, toplum esas kısmı için haksızlık, zulüm ve horluk normal gündem haline geldi.

Bu sahneyi orta çıkaran devlet terörünün devamlı çalışan makinesidir.
Devlet terörü Özbekistan’daki saçma sapan rejimin hayat kaynağıdır. Devlet terörü memleket imkanlarını çiğnemeden yutmakta olan ve milletin gücünü bitirmekte olan bir ejderhadır. Devlet terörü kabahat saltanatı sırtını dayayan dağdır.
Bu terör binlerce imanlı insanlarımızı istihbarat servisinin gizli odalarında çürütmektedir, yine binlerce sivil ahalini işkence altında öldürmektedir. Bu terör muhalefetin bir kısmını sürgüne gönderdi, kalanlarını ise yasadışı faaliyete zorladı.
Bu terör makinesi bir saniye bile ara vermeden bütün gücü ile özgür fikirli insanları ve sade Müslümanları yok etmeye devam etmektedir.
Dolaysıyla bu sapma saçan rejimin yarın kutlayacağı “Bağımsızlık Bayramı” tıpkı kolera hastalığı yaygınlaşmış şehirdeki ölüm ziyafetine benzemektedir.
Biliyoruz ki bu bayrama devlet hazinesini boşaltan hırsızlar, devlet plakalı “Jeep” arabalarda gezen fahişeler, diktatörün hizmetinde olan generaller, “Chanel” parfümü kokulu zalimler, terör rejimine dalkavukluk eden yazarlar ve şairler, general rütbesindeki katiller, komşu ülke topraklarına dahilsizlik isteyen büyükelçiler ve buna benzeyenler katılacaklardır. Ancak böyle “bayramda” Özbek halkının bir tane olsa gerçek vekilini göremezsiniz.

Özbek halkı 21 senedir böyle “ziyafeti” kendi köşesinden izlemektedir. Haklimiz bayram kılığındaki defin merasimini, yani kendi özgürlük ve hürriyet arzularının defin edilmesini izleyecektir.

BU REJİM ORTADA İKEN, ÖZGÜRLÜK OLMAYACAKTIR.

İşte bu 21 senedir halkımız öğrenen acı gerçektir. Bu gerçeğin diğer kısmı ise yüz yıllardan beri belli olan bir hikmettir:

ÖZGÜRLÜK VERİLMEZ, O ANCAK MÜCADELE SONUCU ELDE EDİLECEKTİR!

Yaşasın Özgürlük!

Özbekistan Halk Hareketi

28.08. 2012